İcra İflas Kanunu Kapsamında Konkordato ve Şartları:

15 Mart 2018 tarihli Resmi Gazete ’de yayımlanan “7101 sayılı İcra ve İflas Kanunu ve bazı kanunlarda değişiklik yapılması hakkında kanun” ile yapılan değişiklik kapsamında “iflas erteleme” yürürlükten kaldırılmış ve “konkordato” kapsam olarak genişletilmiştir. İflas erteleme yargılamasının uzun yıllar sürmesi ve alacaklıların bu duruma müdahalesinin neredeyse yok denecek kadar az olması durumları da nazara alındığında konkordato hem daha hızlı bir çözüm yoludur, hem de alacaklıların müdahalesi ve söz hakkı her zaman ön plandadır.

Konkordato iflas erteleme talebine alternatif olarak getirilmiş ve İcra İflas Kanunu’nun (bundan böyle “İİK” olarak anılacaktır.) 285. Ve 309. maddeleri arasında düzenlenmiştir. İİK kapsamında konkordato, hem borçluları hem de alacaklıları koruma kapsamında ele alınmıştır.

İİK’nın 285. maddesinde ; “Borçlarını, vadesi geldiği hâlde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan herhangi bir borçlu, vade verilmek veya tenzilat yapılmak suretiyle borçlarını ödeyebilmek veya muhtemel bir iflâstan kurtulmak için konkordato talep edebilir.” denilmiştir.

Konkordato, borçlular açısından iflastan önceki son kurtuluş yoludur. Konkordato yoluyla ekonomik durumu bozulmuş ve iflasın eşiğindeki borçlularla, alacağını güvence altına almak isteyen alacaklı bazı şartlar çerçevesinde anlaşır. Konkordatoda belirlenen bu şartlar dâhilinde hem alacaklı alacağına kavuşur, hem de borçlu borcundan ve iflastan kurtulmuş olur. En basit tanımıyla konkordato, alacaklılar ve borçlular arasında yapılan bir yapılandırma anlaşmasıdır.

Konkordatonun; adi konkordato, iflastan sonra konkordato ve malvarlığının terki suretiyle olmak üzere 3 ayrı türü vardır. Her bir konkordato türüne kısaca değinecek olursak;

  • Adi konkordatoda; borçlu, borçlarını vadesi geldiği hâlde ödeyemiyor veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunuyorsa borçlarını kendisine bir vade verilmek kaydıyla vadeli olarak veya alacaklıların bir kısım alacaklarından feragat etmesi kaydıyla tenzilatlı (indirimli) olarak ödeme şartıyla olası bir iflas tehlikesinden kurtulma amacıyla konkordato talep edebilir. İflas talebinde bulunabilecek olan herhangi bir alacaklı da borçlu hakkında konkordato talebinde bulunabilir.
  • İflastan sonra konkordato; iflasına karar verilmiş olan bir borçlunun veya alacaklılarından birinin konkordato talep etmesi üzerine iflas idaresi kendi görüşüyle beraber bu talebi alacaklılara iletir, alacaklıların talebi kabul etmesi üzerine bu kabul tarihi ile mahkemenin konkordatoyu tasdiki arasında geçen süre içerisinde müflisin mallarının paraya çevrilmesi durur.
  • Son olarak malvarlığının terki suretiyle konkordatoda ise; malvarlığının terki suretiyle konkordato ile alacaklılara, borçlunun malvarlığı üzerinde tasarruf etmek veya bu malların tamamını ya da bir kısmını üçüncü kişiye devredebilme yetkisi verilir.

Konkordato talebinde görevli mahkeme; 7101 sayılı İcra ve İflas Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’da yapılan yeni düzenlemelerle birlikte Asliye Ticaret Mahkemesi’dir. Yetkili mahkeme ise; borçlu tacir sıfatına sahip ise borçlunun işlem merkezinin bulunduğu yer Asliye Ticaret Mahkemesidir. Borçlu tacir sıfatını sahip değil ise borçlunun yerleşim yeri Asliye Ticaret Mahkemesidir.

Konkordato talebine ek olarak bir yapılandırma projesi öngörülerek ön proje hazırlanır ve mali tablolar, alacaklıları ve alacaklıların öncelik durumlarını gösterir tablo, borçlunun malvarlığının durumunu gösterir belgeler, iflas durumunda alacaklıların eline geçecek muhtemel miktar ile konkordato durumunda alacaklıların eline geçecek muhtemel miktarı karşılaştırır tablo, konkordato teklifinin gerçekleşmesinin kuvvetle muhtemel olduğunu gösteren finansal analiz raporları ve bu rapora dayanak belgeler gibi gerekli tüm evraklar eklenerek talep Mahkemeye sunulur.

Yukarıda anılan belgelerin tamamının eksiksiz ve usule uygun olması, borçlunun dürüstlük kurallarına uygun olarak alacaklıları zarara uğratma kastının olmadığı bir ön proje ve bu ön projenin uygulanabilir olması durumunda Mahkeme talebi kabul ederek derhal 3 aylık geçici mühlete karar vermektedir. Mahkeme,  konkordato sürecinin başarıya ulaşıp ulaşmayacağı ve diğer konularla ilgili olarak konkordato komiserlerinin atamasını yapar. Geçici mühlet kararı üzerine Mahkeme, geçici mühlet kararını ilan ederek alacaklılara 7 günlük itiraz süresi tanır. Konkordato mühletinin verilmesini gerektirir bir hal bulunmadığını iddia eden alacaklı bu iddiasını delilleriyle birlikte Mahkeme’ye sunarak konkordatoya karar verilmemesini talep edebilecektir.

Geçici mühlet 3 ay olarak belirlenir ve bunun üzerine borçlunun veya konkordato komiserinin talebi üzerine en fazla 2 ay daha uzatılabilir.

Geçici mühletin içerisinde kesin mühlete karar verilebilmesi için Mahkeme, alacaklıları ve borçluyu duruşmaya davet eder. Konkordatonun başarılı olma ihtimalinin yüksekliği, konkordato komiserinin sunacağı raporun olumlu olması ve diğer gerekli şartların sağlanması halinde 1 yıllık kesin mühlete karar verilir. Kesin mühlet sona ermeden borçlunun talebi ve konkordato komiserinin onayı üzerine ya da tek başına konkordato komiserinin talebi üzerine 6 aya kadar uzatma süresi verilebilir.

İcra İflas Kanunu madde 288 kapsamında “Geçici mühlet, kesin mühletin sonuçlarını doğurur.” denildiğinden her ikisini de birlikte ele almakta yarar görüyoruz.

  • Yeni düzenlemenin ardından verilen mühletin alacaklılar bakımından sonuçları İİK madde 294’te düzenlenmiştir. Madde metninde; “Mühlet içinde borçlu aleyhine 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna göre yapılan takipler de dâhil olmak üzere hiçbir takip yapılamaz ve evvelce başlamış takipler durur, ihtiyatî tedbir ve ihtiyatî haciz kararları uygulanmaz, bir takip muamelesi ile kesilebilen zamanaşımı ve hak düşüren müddetler işlemez.” denilmiştir. Maddenin devamında rehinli alacaklılar bundan istisna tutulmuş ve madde 295’te “Mühlet sırasında rehinle temin edilmiş alacaklar nedeniyle rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatılabilir veya başlamış olan takiplere devam edilebilir ancak bu takip nedeniyle muhafaza tedbirleri alınamaz ve rehinli malın satışı gerçekleştirilemez.” denilerek hüküm altına alınmıştır.
  • Mahkemece verilen mühletin borçlu bakımından sonuçları ise İİK madde 297’de düzenlenmiştir. Anılan maddeye göre borçlu, konkordato komiserinin gözetiminde işlem ve faaliyetlerine devam edebilmektedir. Mühlet kararından itibaren borçlunun rehin tesis etmesi, kefil olması, ivazsız tasarruflarda bulunması gibi işlerde Mahkemenin izni şarttır. Borçlu bu hükme yahut komiserin ihtarlarına aykırı davranırsa mahkeme, borçlunun malları üzerindeki tasarruf yetkisini kaldırabilir. Mahkeme, bu işlemlerle ilgili karar verirken ise; konkordato komiserinin ve alacaklılar kurulunun görüşünü almak zorundadır.

Bu yazımızda güncel bir konu olan “Konkordato” sürecine dair kısa bilgiler bulunmaktadır. Konkordato süreci ile ilgili sorunlarınıza çözüm bulmak ve  daha detaylı bilgi  almak için info@yakut-yakut.av.tr adresinden bizlere  ulaşabilirsiniz.