ABD’NİN RUSYA’YA UYGULADIĞI YAPTIRIMLAR HAKKINDA DEĞERLENDİRME:

Bilindiği üzere, Rusya’nın 24 Şubat 2022’de Ukrayna’ya saldırmasının ardından Batılı devletler, büyük uluslararası şirketler ve daha birçok kuruluş Rusya’ya karşı yaptırım kararları aldı. Bu yaptırımların Rusya ile ekonomik ve ticari ilişki içinde bulunduğu ülkeler ve şirketlere de sirayet edeceği öngörülmekte. Nitekim bu hususlara ilişkin olarak hem ülkemizde hem de Amerikan devlet kurumlarından yazılı uyarı niteliğinde metinler deklare edilmektedir. ABD’nin yaptırım altına aldığı şirketler ve uygulanan yaptırımlar peyder pey ABD Hazine Bakanlığı web sitesinde yayınlanan ABD Başkanlık Kararnameleri doğrultusunda açıklanmakta ve güncellenmektedir. Bu kararnameler incelendiğinde 200’ü aşkın sayıda Rusya ve Belarus menşeili şirketin, bu ülkelerin kimi kamu kurumlarının, bu ülke vatandaşlarından bazılarının çeşitli yaptırımlarla karşılaştıkları görülmektedir. Bu yazıda özet biçimde yaptırım türlerini, ilişkide bulunulması halinde yaptırımların 3. Kişilere sirayetini ve bu şirketleri derlemeye çalıştık.

NE TÜR YAPTIRIMLAR?

Öncelikle deklare edilen ABD Başkanlık Kararnameleri uyarınca her şirket için farklı sürelerde farklı yaptırımlar uygulanmış ise de genel olarak;

  • ABD’deki Rus ve Belarus menşeili şirketlerin malvarlıklarının dondurulması ve mülklerin kullanımının engellenmesi,
  • ABD’ye seyahat yasağı,
  • Rus bankalarının ABD’deki varlıklarının dondurulması,
  • Rusya’nın dolar, euro, pound ve yen gibi para birimleriyle ticaretine kısıtlama getirilmesi,
  • ABD hava sahası, tüm Rus uçuşlarına kapatılması,
  • ABD Hazine Bakanlığınca, ABD vatandaşlarının Rusya Merkez Bankası, Rusya Ulusal Varlık Fonu ve Rusya Maliye Bakanlığı ile işlem yapmasının yasaklanması,
  • Rusya’ya teknoloji ihracatının durdurulması,
  • Hapis cezası gibi yaptırım ve kısıtlamalar öngörülmüştür.

Ancak yine belirteceğimiz üzere bu yaptırımlar genel nitelikte olmayıp her gerçek/tüzel kişi için farklı şartlar ve sürelerce öngörülmüştür.

YAPTIRIM UYGULANAN GERÇEK/TÜZEL KİŞİLER İLE TİCARİ İLİŞKİDE BULUNMANIN RİSKLERİ NELER?

Öte yandan bu kısıtlamaların uygulandığı şirket veya şahıslarla ticari ve ekonomik ilişki içinde bulunmak üçüncü kişilere de sirayet edecek ve risk yaratacaktır. Nitekim bankalar, finans kuruluşları şirketinizle ve şirketinizin yönetici/ortakları ile iş, işlem yapmaktan imtina edebilir, hesap açmanıza izin verilmemesi söz konusu olabilir. Kredili işleminiz varsa bu durumda kredinizin kapatılması istenebilir yahut kredinin önü kapatılabilir. Uluslararası transferleriniz Dolar veya Euro cinsinden ise kontrole takılabilir, şüphe uyandırması halinde bloke edilebilir/el konulabilir. Uluslararası faaliyet gösteren sigorta şirketleri şirketinizle işlem yapmaktan çekinebilir. Tüm bu aksaklıklar şirketinizin ekonomik, mali, ticari ve bağımsız denetim süreçlerini direkt ve olumsuz yönde etkileyebilecektir.

TİCARİ İLİŞKİLERİMİZE NASIL YÖN VERELİM?

Bununla birlikte yaptırıma tabi tutulan kişi ve kuruluşlar değişebilmekte ve yenileri eklenebilmektedir. Bu nedenle her ticari iş ve işlem öncesinde ve esnasında bu listelerin en güncel halinin sürekli gözden geçirilmesi önemlidir. Nitekim ABD Hazine Bakan Yardımcısı Wall Adeyemo’nun TÜSİAD’a yönelik yazdığı mektupta, yaptırımlara tabi tutulan Rus şirketleri ile yapılabilecek potansiyel işbirliklerine karşı Türk şirketlerini uyararak, Türk şirketlerinin yaptırımlara maruz kalan Ruslarla iş yapmasının ABD’nin kendilerine yaptırım uygulanmasıyla sonuçlanacağı belirtilmiştir.

TÜSİAD’ın da doğruladığı mektupta  “24 Şubat’ta Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısını takip eden günlerde ABD ve AB başta olmak üzere 30’dan fazla ülke Rusya’ya yönelik yaptırım kararları almıştır. Bugün çeşitli basın organlarında yer aldığı üzere, ABD Hazine Bakanı Yardımcısı Adewale Adeyemo’nun, Rusya’ya yönelik yaptırımlar kapsamında, yaptırım uygulanan kişi ve kuruluşlar ile kurulabilecek ilişkilerin Türkiye’de faaliyet gösteren şirketlere de yaptırım riski olarak yansıyabileceğine yönelik mektubu TÜSİAD’a da iletilmiştir. İlgili mektup, TÜSİAD tarafından, Dışişleri Bakanlığı, Hazine ve Maliye Bakanlığı ve Ticaret Bakanlığı ile paylaşılmıştır” ifadelerine yer verildiği açıklanmıştır.

Buradan da hareketle özellikle yüksek montanlı ve dış ticaret ile iştigal eden firmalar açısından döviz transferinin incelenmesi/durdurulması; varlıklarının kontrol ve denetime alınması ve hatta kişilere getirilecek  seyahat yasağı gibi kısıtlamalar, şirketin prestij kaybına neden olabileceği gibi ulusal ve uluslararası mecralarda mimlenmesinin de önünü açacaktır.

SONUÇ

Yaşanan durum uluslar üstü bir mevzu olduğundan iç hukuk sistemimiz uluslararası kriz boyutuna varan bu finansal süreci çözümlemek ve öngörebilmek açısından yeterli ve kullanılabilir değildir. Bu noktada ülkelerin siyasi, politik ve ekonomik duruşları büyük ölçüde etkili olacaktır. Bu nedenle her ne kadar yazılı kurallar çerçevesinde, ABD tarafından açıkça belirtilmemiş ise de özellikle Türkiye açısından ABD mercilerinin tutumu, yaptırım uygulanmakta olan kişi ve kurumlarla finansal ilişkinin, yine yaptırımla karşılaşmak bağlamında risk teşkil ettiğini de açıkça ortaya koymaktadır.

Bu nedenle anılan ülkeler ile devam eden/girilecek ticari ilişkileri dikkatli değerlendirmek; adım atmadan önce temkinli olmak gerektiğini vurgulamalıyız.

Konuyla ilgili daha detaylı bilgi için info@yakut-yakut.av.tr adresinden bizimle iletişime geçebilirsiniz.