4857 sayılı İş Kanunu uyarınca “İş yeri Devrinin İş Sözleşmeleri Açısından Hüküm ve Sonuçları”
4857 sayılı İş Kanunu’nun 6. Maddesi, iş yeri devrinin hükümleri ile işçi ve işveren açısından sonuçlarına ilişkin düzenlemeler içermektedir. İş Kanunu’nun 6. Maddesi gereğince iş yerinin tamamıyla veya iş yerinin bir bölümünün, hukuki bir işleme dayalı olarak başka birine devredilmesi açıkça “iş yeri devri” olarak kabul edilmektedir.
İş yerinin, önceki işveren ile yeni işveren arasında hukuki bir işleme dayalı devri söz konusu olduğu takdirde yeni işveren, mevcut iş sözleşmelerinden bütün hak ve borçları ile birlikte sorumlu olacaktır. Ayrıca yeni işveren, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 6. Maddesi uyarınca, iş yeri devri tarihinden önce doğmuş ve devir tarihinde ödenmesi gereken kıdem ve ihbar tazminatı gibi borçlardan, önceki işveren ile birlikte sorumlu olacaktır. Fakat bu sorumluluk eski işveren açısından, devir tarihinden itibaren iki yıllık süre ile sınırlandırılmıştır.
İş yeri devri söz konusu olduğu durumlarda, mevcut iş yerini devralan yeni işveren, işçinin hizmet süresinin esas alındığı kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve tatil sürelerinin hesaplanması gibi haklarda, işçinin devreden işveren yanında işe başladığı tarihe göre işlem yapmakla yükümlüdür. Bu husus 4857 Sayılı Kanun’un ilgili maddesi ile, özellikle iş yeri devri söz konusu olduğu durumlarda kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve tatil sürelerinin hesaplanması noktalarında doğacak uyuşmazlık ve hak kayıplarının önüne geçilmesi amacıyla hüküm altına alınmıştır. Devir anında, iş sözleşmeleri eski işveren tarafından feshedilmediği takdirde mevcut işçilerin iş sözleşmeleri yeni işveren nezdinde devam edecek olup ihbar, kıdem ve tatil sürelerinden eski işverenle birlikte yeni işveren de sorumlu olacaktır. Fakat eski işverenin sorumluluğu devir tarihinden itibaren iki yıllık sürenin dolması ile ortadan kalkacaktır.
Mevcut iş sözleşmelerinin devir sebebi ile feshedilmesi halinde ise ihbar tazminatı, kıdem tazminatı ve tatil sürelerine ilişkin sorumluluk eski işverende olacaktır. Dolayısıyla ihbar ve kıdem tazminatına ilişkin taleplerle kullandırılmayan tatil sürelerine ilişkin ücret taleplerin 4857 Sayılı İş Kanunu’nun 6. Maddesinde düzenlenen hükümlerin aksine iş yerini devreden ve devir gerekçesi ile iş sözleşmesini fesheden eski işverene karşı ileri sürülmesi gerekmektedir.
Dikkat edilmesi gereken önemli bir diğer husus ise, işyeri devrinin işçi ve işveren açısından haklı sebeple fesih hakkı doğurmamasıdır. Yani 4857 sayılı İş Kanunu’nun ilgili hükmü gereğince, sadece iş yerinin devri gerekçesiyle, işçi veya işverenin haklı sebebe dayanarak iş sözleşmesini feshetme hakkını kısıtlanmıştır. Kanun’un İş yeri Devrine ilişkin ilgili maddesinin devamında, “devreden veya devralan işverenin ekonomik ve teknolojik sebeplerin yahut iş organizasyonu değişikliğinin gerekli kıldığı fesih hakları veya işçi ve işverenlerin haklı sebeplerden derhal fesih hakları saklıdır” hükmü ile işçi ve işveren açısından, her ne kadar kısıtlı dahi olsa, ekonomik, teknolojik veya iş organizasyonu değişikliğinin gerekli kıldığı hallerde fesih hakkını saklı tutmuştur.
İş hukuku ve güncel uygulamalar ile ilgili daha detaylı bilgi için info@yakut-yakut.av.tr adresinden bize ulaşabilirsiniz.